Eski evimizde musluk suyu tüplü şofben sayesinde ısınırdı. Her pazar, şofbenin
yapacağı kapristen emin olarak girerdik banyoya. Başta varsa bile sonlara doğru
ya gazı biterdi yahut azıcık açtığımızda soğuyuverirdi suyu ve ben bir güne
kalmaz muhakkak kapardım şifayı. O demler bilincimde nasıl bir yer etmişse
hatırıma gelip duruyor şimdi. Bazen birkaç sokak aşağıdan bir tüp arabası
geçiyor, kasetteki kadın: “ İp- ra- gaaz!” diye ince sesiyle bağırıyor ve benim
tüylerim derhal diken diken oluyor.´İpragaz’ a asla güven olmaz. Keyfince yıkanabilmek
bazılarının lüksüdür. Unutmuşuz. Ve İblis: “ Sen de onların çoğunu şükreder bulmayacaksın.” der./ Araf 17/ Şeylerin kıymetini anlamak için onların yokluğu gerekiyor.
Varlıklarıysa tam aksi etki yapıyor. Suya hamd olsun! Kış ortası, yirmi dört
saat sıcak akan suya, yaz ortası yanmış boğazımdan aşağı buz gibi akan suya!